Ana içeriğe atla

Karalama-2





Kimsesizlik içinde kaldığım günlerde,
Doğdun, içimin en karanlık köşesinde.
Üç günlük dünyamın umutları;
Hepsi sen, hepsi sen...

Şiir olsam, kırmızı olmak isterdim.
Yanaklarından, havaya temas etmek isterdim.
Evet, dünyamın renkleri;
hepsi sen, hepsi sen...

Gündüz rüyalarım, gece hayallerim;
Hepsi sen, hepsi sen...
Kalan günlerim geçen saniyelerim;
Hepsi sen, hepsi sen...

Hepsi sen, hepsi sen...
ışıklar sen, gölgeler ben,
gökler sen, yerler ben,
toprak sen, ağaçlar ben.
---------------------------------------------

Ne zaman bir köşede yalnız kalsam
Doğar içime yazmanın ışıkları 
Ücra köşelerde, kalabalıkların ortasında
Sadece ben ve hayallerimin parıltısı

Renksiz kalıyor dünyam hayallerime ulaşamadıkça
Olmak istenilen yerlerin beyabanlarından sesleniyorum bugün
Kararıyor karanlıklarım hayallerim azalmadıkça
Uzaklardan izliyorum mutlulukları bugün

-------------------------------------------------------------

Gerisindeyiz zamanın, o gider biz seyrederiz.
Yakalamaktır umudumuz, hayal edilen zamanları.
Severiz usulca hayatın acılarını, acıların müptelasıymışız gibi.
Zevk alırız parıldayan ışıklardan, bir nevi mazoşistmisiz gibi.
Sevinç midir hayatın meselesi?
Yoksa aşk mıdır evrenin anahtarı?
Bir acı sol tarafımda; açlık gibi
Yalnızlık ruhumun savaşının galibi.
Ve kapatıyor, ruhumun dış dünya bağlantılarını.
Sadece ben ve ayna da ki cansız varlığım.
İstiklal beklentisi içinde ki esaretlerim,
Sonun bilinmezliğinin sancıları 
Savaş bitti, galip belli
Yalnızlığın tabiiyetinde ses çıkarmadan, değiştirmeye çalışmadan,
Düşünceler nereye götürür ise oraya gitmeden,
Adeta bir hayvan misali düşünmeden,
hareket etmek işte mutluluğun tarifi.

----------------------------------------------------------

Yazmak isteriz tüm dünyaya
Neden insanlar rahat durmaz?
Neden dünya acılarında kavrulur?
Sen yazarsın dünya duymaz
Dünya duysa kulak asmaz
Acı dolar dünyanın atmosferi
Yağmur, kan olur; dökülür
Şimşek, bomba olur; patlar
Huzur yerini caniliğe bırakır
Sonrası ise caniliği aratır

----------------------------------------------------------------

Uçmak gerekir mi bazen
Uyanmak nedir bilmeden yatmak
Peki ya ölmek gerekir mi bazen
Şu acı dünyada mutluluklar bulmak
Kelimelerin gücüne sığınmak
Huzur güneşini sevmek
Dünyaya umut dolu bakmak
Insan sevgiisini sevmek
Koşmak,sınırları aşmak
Vurmak,bağırmak,çağırmak
İnsan olduğunu söylemek 
Gerekir mi? hepsi gerekir.

---------------------------------------------------------------

Geçmişin korkusu altında acımasızlık ettiğim bugünüm 
Yarın bana hesap soracak bilinçsizliğimden
Korkmak kaybetmektir der bir yandan düşüncem
Çığlık çığlığa susuyorum dünün acılarından

------------------------------------------------------------------

Ne kaldı ellerimizde
Acılarla dolu hayattan başka 
Çürüyen giden gençliğimizde
Saçma sapan hoşlantılardan başka
Ağlamakla,karamsarlıkla geçen günlerde 
Derin hislerden, saf duygulardan başka
Ne kaldı dön bak koca bir hiç 
Boşuna yaşanmış onca senelerden
Kayıp giden yıllardan başka
Damarlarıma giren isyan bayraklarından
Ne kaldı hayattan bıkmaktan başka
Koca şehirde tek kalmanın acısından
Sessizliğe,karanlığa sığınmaktan başka
Bas bas bağıran sessiz çığlıklardan
Ne kaldı hayal kurmaktan başka
Ömür,hayat ve koca maziden
Ne kaldı eşsiz derinliklerden başka

-----------------------------------------------------------

Garip değil mi hayat? Umutsuzluğun açtığı yolda giderken.
Garip değil mi insan?Ölüm adlı bir çığ gelirken.
Garip değil mi rüzgar? Yaprakları dökerken
Garip değil mi dünya? Dalgalar kıyılara vururken 

Bir savaş düşünün, delilerin başlattığı 
Umutların öldüğü, dertlerin patladığı 
Bir savaş düşünün, buhranların sevdiği 
Ölümlerin öldüğü, sevginin bittiği

Düşünün o kan akmayan savaşları 
Sevin içinizde ki o  kara bulutları 
Görün rüyalarda mutlu, huzurlu hayatları
Bulun içinizde ki  kükreyen canavarları 

---------------------------------------------------------------

Geriye bakmadan kaçmak lazımmış meğer
Dertler tüm savaştıklarının uğruna değer 
Şimdi sözler telafi eder mi geride kalanı 
Belki yıllar geçer üstümüzden 

Kim bilir eski fotoğrafların sessizliğini
Mutluluk paylaşan o güzel sevgilerini
İçinde sakladığı hakikat şelalelerini
Kim verir  peki o fotoğrafların verdiğini 

İşte hayat bir fotoğraf bu dize en güzel kanıtı 
Sensiz kalmasın o fotoğrafların hayatı 
Gir içine işle en ince ayrıntısını 
Kendin oluştur o sevgi dolu  fotoğrafları

-------------------------------------------------

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

40. Yazıya Özel Eski Türklerde Sayı Anlamlarının Çıkış Noktaları (3,7,40)

Eski Türklerin dini neydi? İlk bu soru ile başlamak gerekiyor sanırım. Eski Türklerin dini bazı araştırıcılara göre “Gök-Tengri” dini, bazılarına göre ise “Şamanizm” idi. Eski Türklerin yaşadığı coğrafya düşünüldüğünde Şamanist dinlerin yaşadıklarını görebiliriz fakat bu Türklerin Şamanist dinlere mensup olduğunu ispatlamakta yetersiz kalmaktadır. Nerdeyse Şamanizm’in yayıldığı topraklar ile Türklerin toprakları örtüşmektedir. Bu da doğal olarak Türklerin, Şamanizm olarak adlandırılan dine mensup oldukları iddiasını ortaya çıkarmıştır. Fakat İslam öncesi kaynakları incelediğinde Şamanizm dininin tamamının Türklerde görünmediği anlaşılır. Yukarıda da dediğim gibi nerdeyse aynı coğrafyada yaşadıkları için Şamanizm dini ile etkileşmişlerdir. Türklerin “Gök-Tengri” olarak adlandırılan dine inandığının ise birçok kanıtı bulunmaktadır. Göktürk kitabeleri, yaşadıkları çevredeki yüksek mevkilere ibadet anıtları dikmeleri bunlardan bazılarıdır. “Şamanizm inancının doktrine göre; bir din olara...

Son Zamanlarda İzlediğim Filmler

Bu yazıyla beraber ara ara izlediğim filmlerle ilgili görüşlerimi yazacağım ve onlara 1 ile 5 arasında bir puan vereceğim.  1- Good Will Hunting Psikolojik gerilimlerin bolca yer bulduğu bir filmdi. Aslında ilk başlarda pek bir anlam veremedim. Arkadaşımla tartıştıktan sonra daha iyi anladım. Filmi izlememin sebebi ise Robin Williams. Her ne kadar ismini zor aklımda tutsam da oyunculuğunu çok aşırı sevdiğim biri.  Bu filmde de oyunculuğunu konuşturmuş ki e n iyi yardımcı oyuncu oscarını almış bu filmle.  Ben bu filme 5 üzerinden 4 veriyorum. Çünkü Robin Williams. Herkesin aksine filmin hikayesini biraz sıkıntılı buldum. Yani en azından benim için öyleydi çünkü anlatmak istediğini verebildiği düşüncesinde değilim.  2- Masumiyet Zeki Demirkubuz'un kültleşmiş filmlerinden biri olduğu söylenmesi üzerine hadi izleyeyim dediğim bir filmdi. Yeşilçam filmlerine benzettiğim filmin bence en güzel tarafı oyunculuklar idi. Özellikle Haluk Bilginer ve Güven Kıraç'ın o...

Bana, Orhan Veli'ye ve İstanbul'a Dair-2

Şu gürültülü ve karınca misali sürekli hareket halinde olan İstanbul’u bir adım geriden izlediğimiz zamanlarda hangi birimizin aklına onun “İstanbul’u Dinliyorum” şiirindeki mısraları gelmiyor ki. Ne güzel demiş Orhan Veli şiirinde: “… İstanbul`u dinliyorum, gözlerim kapalı; Serin serin Kapalıçarşı Cıvıl cıvıl Mahmutpaşa Güvercin dolu avlular Çekiç sesleri geliyor doklardan Güzelim bahar rüzgarında ter kokuları; İstanbul`u dinliyorum, gözlerim kapalı. İstanbul`u dinliyorum, gözlerim kapalı; Başımda eski alemlerin sarhoşluğu Loş kayıkhaneleriyle bir yalı; Dinmiş lodosların uğultusu içinde İstanbul`u dinliyorum, gözlerim kapalı…”  Her bir adım geri çekilip gerçek İstanbul’la baş başa kaldığım da bu şiirler yüzleşirim. Bu   yüzleşmelerime kulaklığımda Fazıl Say ve Seranad Bağcan’ın şarkılarından olan ve Orhan Veli’nin “İstanbul’u Dinliyorum” şiiri kullanılarak bestelenen “İstanbul’u Dinliyorum” şarkısı şahit olurdu. Bu yüzleşmeler bazen çok zevk verirdi. Oturur ve...