Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Şiir etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Bana, Orhan Veli'ye ve İstanbul'a Dair-3

Galata Köprüsü’nün de özel bir anlamı vardır benim için. Tarihi karakterinin olması Haliç’in gerdanlığının olmasının yanı sora ona yazılmış bir Orhan Veli şiiri bulunması onun varlığına bir başka anlam katmıştı benim gözümde. Galata Köprüsü’nden ne zaman Haliç’i izlesem Orhan Veli’nin de oradan Haliç’i izlemiş olabileceği aklıma gelir ve duygulanırım. Onu erken kaybettiğimiz için onunla tanışamadığım için. Orhan Veli’nin “Galata Köprüsü” şiiri şöyledir: “Dikilir köprü üzerine, Keyifle seyrederim hepinizi. Kiminiz kürek çeker, sıya sıya; Kiminiz midye çıkarır dubalardan; Kiminiz dümen tutar mavnalarda; Kiminiz cimacıdır halat başında; Kiminiz kuştur, uçar, şairane; Kiminiz balıktır, pırıl pırıl; Kiminiz vapur, kiminiz şamandıra; Kiminiz bulut, havalarda; Kiminiz çatanadır, kırdığı gibi bacayı, Sıp diye geçer Köprü'nün altından; Kiminiz düdüktür, öter; Kiminiz dumandır, tüter; Ama hepiniz, hepiniz... Hepiniz geçim derdinde. Bir ben miyim keyif ehli i...

Bana, Orhan Veli'ye ve İstanbul'a Dair-2

Şu gürültülü ve karınca misali sürekli hareket halinde olan İstanbul’u bir adım geriden izlediğimiz zamanlarda hangi birimizin aklına onun “İstanbul’u Dinliyorum” şiirindeki mısraları gelmiyor ki. Ne güzel demiş Orhan Veli şiirinde: “… İstanbul`u dinliyorum, gözlerim kapalı; Serin serin Kapalıçarşı Cıvıl cıvıl Mahmutpaşa Güvercin dolu avlular Çekiç sesleri geliyor doklardan Güzelim bahar rüzgarında ter kokuları; İstanbul`u dinliyorum, gözlerim kapalı. İstanbul`u dinliyorum, gözlerim kapalı; Başımda eski alemlerin sarhoşluğu Loş kayıkhaneleriyle bir yalı; Dinmiş lodosların uğultusu içinde İstanbul`u dinliyorum, gözlerim kapalı…”  Her bir adım geri çekilip gerçek İstanbul’la baş başa kaldığım da bu şiirler yüzleşirim. Bu   yüzleşmelerime kulaklığımda Fazıl Say ve Seranad Bağcan’ın şarkılarından olan ve Orhan Veli’nin “İstanbul’u Dinliyorum” şiiri kullanılarak bestelenen “İstanbul’u Dinliyorum” şarkısı şahit olurdu. Bu yüzleşmeler bazen çok zevk verirdi. Oturur ve...

Rumeli Hisarı

Soğuk bir şubat pazartesinde Dolmabahçe Sarayı niyetiyle yola düşmüştüm. Okuldan çıkıp kendimi tarihin içine bırakmak istiyordum, tarihi sıralarda değil, yaşanıldığı yerde öğrenmek istiyordum. Beşiktaş vapuru ile karşıya geçerken yolun yarısında Dolmabahçe Sarayının kapalı olduğu acı bir şekilde suratıma vurdu. Soğuk dinlemeden arkadaşları ikna ederek, rotamızı Rumeli Hisarına çevirdik. Rumeli Hisarı bildiğiniz gibi 1452 yılında Sultan II. Mehmed tarafından yaptırılmıştır. Sultan II. Mehmed ne ya o bildiğimiz Fatih dediğinizi duyuyorum fakat bildiğiniz gibi Sultan II. Mehmed hisarı yaptırdığında daha İstanbul fethedilmemişti.  3 ayrı burç üzerinde yükselen hisarın amacı Karadeniz'den gelen yardım gemilerini durdurmak ve boğazı kontrol altına almaktır.  Bu üç burcu Sultan II. Mehmed'in vezirleri yaptırmıştır. Bunlar: Çandarlı Halil Paşa, Zağnos Paşa ve Şehabettin Paşalardır. Daha detaylı tarihsel bilgiyi eğer hisara giderseniz içerisinde ki bilgilendirme yazılarından temi...

İstanbul

İstanbul öyle güzel bir şehir ki onun kalabalığını bile özlüyorsunuz. İstanbul öyle güzel bir şehir ki hayatınızın vazgeçilmez şehri oluyor. İstanbul, İstanbul ve bir daha İstanbul... İşte kurşun kubbeler şehri İstanbul’dasın Havada kaçan bulutların hışırtısı Karaköy çarşısından geçen tramvayların camlarına yağmur yağıyor Yenicami, Süleymaniye arkalarını kirli bir göğe vermişler Hiç kımıldamıyorlar Ayasofya elleriyle yüzünü kapamış bütün iştahıyla ağlıyor İnsanlar sokak sokak, çarşı çarşı, ev ev İnsanlar sırt sırta, omuz omuza verip durmuşlar Boyunları bükük Yorgun, asabi, kederli, kindar Yığın yığın olmuşlar hepsi köprünün açılmasını bekliyor Bir anda şehrin dört bucağına akacaklar Bir anda iki ayrı kıta da ki insanlar gibi Fatihliyle Beşiktaşlı sarmaş dolaş olacaklar İşte İstanbul böyle şiire dönüşüp İlhan Berk'in kaleminden kağıda akmıştır. İstanbul Tarihin gölgesinde ki ışık Boğazın suyunda ki koku İstanbul Emirgan'da lale Üsküdar...