Türkler'in şehirle tanışma serüveni Uygurlar döneminde başladığı bilinir. Bu bir yanılgıdır. Türkler ta Hunlar döneminde şehirlerle tanışmış fakat yaşamaları Uygurlar döneminde başlamıştır. Türklerin ilk şehir kurma düşünceleri 6. yüzyılda Göktürkler döneminde ortaya çıkmış fakat gerçekleşememiştir. Göktürk döneminde Batı Göktürk topraklarında birçok şehir bulunmaktaydı. Yine Göktürk zamanında şehir anlamına gelen "Balık" kelimesinin kullanılması Göktürklerin şehirlerle yakınen ilişki kurduğunu göstermektedir. Göktürkler çiftçilik ve ticarete ehemmiyet arz etmişlerdir bu sebeplerden dolayı tarımı desteklemiş su kanalları inşa etmiştir. Hunlar zamanında ise durum Göktürklerden farksızdır. Hunlar ise çiftçi ve zanaatkar olan Çinli nüfus için kasabalar kurmuştur.
Göktürklerde şehirlere yerleşme fikri ilk kez Kimin Kağan dönemindedir. Kimin Kağan aşırı derece de Çin nüfuzu altına girmiş ve çadır hayatını bırakarak şehir hayatına geçmek istemiştir. Çinlileşmekten korkan Türk halkı ve beyleri töre gereğince böyle birşeyin gerçekleşmesini engellemişlerdir. İkinci girişim ise ünlü Göktürk hakanı Bilge Kağan dönemindedir. Bilge Kağan Buda dinini kabul edip şehir kurmak istemiş fakat dönemin üstün devlet adamı Tonyukuk tarafından engellenmiştir. Türkler Hun ve Göktürk döneminde şehirlerde yönetici ve ordu komutanı olarak bulunmuşlardır. Türklerin kurduğu ilk şehir Ordubalık'tır. 758 yılında Uygur kağanı Moyen(Bayan) Çor tarafından kurdurulmuştur. 9. yüzyıla gelindiğinde ise Türklerin 16 şehri olduğu kaynaklara yansımıştır. Tam da bu sıralarda Oğuzlar şehire yerleşen soydaşlarına tembel anlamına gelen "Katuk" dedikleri bilinmektedir.
Tüm bu kanıtlardan yola çıkacak olursak Türklerin şehirle buluşması bilinenden aksine Uygurlar döneminde değildir. Bir bilgi kirliliği vardır bu konuda. Sanki Türkler şehirle ilk defa Uygurlar döneminde tanışmışlar gibi gösterilmektedir. Halbuki Türkler şehirlerle Hunlar döneminde tanışmıştır. Şehirlerde yaşamaları Uygurlar döneminde başlamıştır. Bu Türkistan bölgesi için böyledir. Doğu Avrupa için ise Uygurlardan öncedir. Çünkü 5. yüzyılda Roma elçisi Priscus'a göre Attila'nın ve sağ kolu niteliğinde ki Onegesios'a ait olan iki konak bulunmaktaydı. Tahtadan yapılmıştı bu konaklar. Hatta Attila'nın konağı yani sarayı süslü ve işlemelere sahiptir. Onegesios'a ait olan konağın ise hamamı bulunmaktaydı. Diğer bir kanıt daha ise Priscus bir köy ziyaretinde iken köyün sahibinin Attila'nın abisi olan Bleda'nın eski eşi olmasıdır ve etrafta Hunca yani Türkçe konuşulmasıdır. Bu örnek aynı zamanda Eski Türk toplumunda kadının yerine dair güzel bir örnektir.
Kaynaklar
-Eski Türklerde Şehircilik - Faruk Sümer
-Attila'nın Sarayında Bir Romalı - Ali Ahmetbeyoğlu
Göktürklerde şehirlere yerleşme fikri ilk kez Kimin Kağan dönemindedir. Kimin Kağan aşırı derece de Çin nüfuzu altına girmiş ve çadır hayatını bırakarak şehir hayatına geçmek istemiştir. Çinlileşmekten korkan Türk halkı ve beyleri töre gereğince böyle birşeyin gerçekleşmesini engellemişlerdir. İkinci girişim ise ünlü Göktürk hakanı Bilge Kağan dönemindedir. Bilge Kağan Buda dinini kabul edip şehir kurmak istemiş fakat dönemin üstün devlet adamı Tonyukuk tarafından engellenmiştir. Türkler Hun ve Göktürk döneminde şehirlerde yönetici ve ordu komutanı olarak bulunmuşlardır. Türklerin kurduğu ilk şehir Ordubalık'tır. 758 yılında Uygur kağanı Moyen(Bayan) Çor tarafından kurdurulmuştur. 9. yüzyıla gelindiğinde ise Türklerin 16 şehri olduğu kaynaklara yansımıştır. Tam da bu sıralarda Oğuzlar şehire yerleşen soydaşlarına tembel anlamına gelen "Katuk" dedikleri bilinmektedir.
Tüm bu kanıtlardan yola çıkacak olursak Türklerin şehirle buluşması bilinenden aksine Uygurlar döneminde değildir. Bir bilgi kirliliği vardır bu konuda. Sanki Türkler şehirle ilk defa Uygurlar döneminde tanışmışlar gibi gösterilmektedir. Halbuki Türkler şehirlerle Hunlar döneminde tanışmıştır. Şehirlerde yaşamaları Uygurlar döneminde başlamıştır. Bu Türkistan bölgesi için böyledir. Doğu Avrupa için ise Uygurlardan öncedir. Çünkü 5. yüzyılda Roma elçisi Priscus'a göre Attila'nın ve sağ kolu niteliğinde ki Onegesios'a ait olan iki konak bulunmaktaydı. Tahtadan yapılmıştı bu konaklar. Hatta Attila'nın konağı yani sarayı süslü ve işlemelere sahiptir. Onegesios'a ait olan konağın ise hamamı bulunmaktaydı. Diğer bir kanıt daha ise Priscus bir köy ziyaretinde iken köyün sahibinin Attila'nın abisi olan Bleda'nın eski eşi olmasıdır ve etrafta Hunca yani Türkçe konuşulmasıdır. Bu örnek aynı zamanda Eski Türk toplumunda kadının yerine dair güzel bir örnektir.
Kaynaklar
-Eski Türklerde Şehircilik - Faruk Sümer
-Attila'nın Sarayında Bir Romalı - Ali Ahmetbeyoğlu
Yorumlar
Yorum Gönder