Ana içeriğe atla

Sakalar Türk Mü?


SAKALAR TÜRK MÜ?
Sakaları hepimiz duymuşuzdur. Araştırıcılara göre menşei tartışmalıdır. Bugün sizlere bu tartışmalardan ve Sakalardan bahsedeceğim.
Sakalar M.Ö 8 ile 2. Yüzyıl aralarında Doğu Avrupa ve Balkan coğrafyasında bir devlet kurmuşlardır. Sakaların Altay Dağları civarlarından Doğu Avrupa’ya göç ettikleri bilinmektedir. Sakaların Batı kaynaklarında “İskit” adıyla görmekteyiz. Eğer Batı kaynaklarını inceleyecek olursanız şuna dikkat etmelisiniz: Batı kaynakları özellikle Grek kaynakları yabancılara çoğunlukla “İskit” demektedir. Grekler “İskit” lafzını çok farklı şekilde telaffuz etmişlerdir(Skythai/ Skuthai/ Skithler vb.). Pers ve Hint kaynaklarına bakıldığında ise Sakalara (Saka/ Saha/ Skudra vb.) isimler verildiği görülmektedir.
Sakaların menşei meselesi ise iki nokta üzerinden tartışılmaktadır. Bu noktalar şöyledir:
A.   Sakaların Hint-Avrupa dil ailesinden muhtemelen Pers asıllı bir kavim olduğu görüşü
B.    Sakaların Turan aslından geldiği görüşüdür.

Bu noktada iki taraf da iddialarını kanıtlamak için çalışmışlardır. Benim bu yazımda ki amacım o kanıtları size sunarak aklınızda fikir oluşturmaktır.
Sakaların Pers olduğu görüşünün iddiaları:
Tek bir iddiaları mevcuttur. O da Saka kitabelerinde(!) okunabilen kelimelerinin Hint-Avrupa dil ailesine ait olduğu iddiasıdır.
Sakaların Turan aslından olduğu iddiası:
Bu iddianın kanıtları birden fazladır. Onlar sırasıyla şöyledir:
A.   Hayat tarzları Hun ve Göktürk devletlerinkine hemen hemen benzemekteydi.
B.    Milat sıralarında Kuzey’e göç etmiş olan Yakut Türklerinin kendilerine tarihte ve günümüzde “Saka” adını vermeleridir.
C.   Pers kitabelerinde Sakaların “Tigrakhauda” ismiyle anılmaları.
D.    En önemli delil ise Çin kaynaklarının Göktürklerin atası olarak Sakaları göstermeleridir. Çin kaynakları Sakalardan “So” olarak bahsetmekteydiler.

Sakaların atı evcilleştiren toplum olduklarını biliyoruz. Sakaların sanatlarında hayvan figürlerinin çokça kullanıldığını da biliyoruz. Bilirsiniz ki sanat tarihçileri arasında hayvan figürleri “Bozkır Sanatı” adı altında değerlendirilir. Eğer Sakalar Türk iseler ( ben olduklarını düşünmekteyim) Türk tarihi yeniden yazılabilir. Çünkü Sakalar Doğu Avrupa’ya göç ettiklerinde bir Kavimler Göçü etkisi yaratmış olabilirler.  Sakalar eğer Türk iseler bir diğer önemi ise Osmanlı İmparatorluğu’ndan sonra en uzun yaşamış olan ikinci Türk devleti olma özelliğidir. Eğer tarihte bir Balkan Türkleşmesinden bahsediyorsak, tarihlendirmelerini daha geriye çekebiliriz. Sakalar göründüğünden çok daha önemlidir çünkü tarihsel olarak maalesef ki Türklere, medeniyetten uzak tipler yakıştırması yapılmıştır. Eğer Sakalar bu medeniyetten uzak milletin bir üyesi ise 600 yıl Doğu Avrupa’da bir devlet yönetemezlerdi. M.Ö 750 ile 700 yılları arasında Doğu Avrupa’ya göçen Sakalar yukarıda bahsettiğim gibi yazılara sahiptiler. Eğer Sakalar Türk ise Türkler ilk yazıyı bilinenden yaklaşık 1400 yıl önce kullanmışlardır.(M.S 8. yüzyıl Orhun Kitabeleri- M.Ö 8. yüzyıl Saka Kitabeleri)…

KAYNAKLAR
Ali Ahmetbeyoğlu- Altaylardan Kafkaslara Türk Devletleri

Yorumlar

  1. Yöneticileri Tomris Hatun'un ismi Temris Türkçe'de demir manasına gelmektedir. Nasıl olur da pers oldukları düşünülür anlayamıyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. 3 5 kelime üstünden bir etnik bağlantı yapmak oldukça zor. Şu örnekle detaylandırıyım isterseniz. Anadolu Selçuklu sultanlarında Keyhüsrev, Keykavus gibi İrani isimler görmekteyiz. Bu isimlerden yola çıkarak Anadolu Selçuklu'ya İrani bir devlettir diyemeyeceğimiz gibi Tomris ismi üstünden de aynı şeyi yapamayız kanaatimce. Saygılarımla.

      Sil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

40. Yazıya Özel Eski Türklerde Sayı Anlamlarının Çıkış Noktaları (3,7,40)

Eski Türklerin dini neydi? İlk bu soru ile başlamak gerekiyor sanırım. Eski Türklerin dini bazı araştırıcılara göre “Gök-Tengri” dini, bazılarına göre ise “Şamanizm” idi. Eski Türklerin yaşadığı coğrafya düşünüldüğünde Şamanist dinlerin yaşadıklarını görebiliriz fakat bu Türklerin Şamanist dinlere mensup olduğunu ispatlamakta yetersiz kalmaktadır. Nerdeyse Şamanizm’in yayıldığı topraklar ile Türklerin toprakları örtüşmektedir. Bu da doğal olarak Türklerin, Şamanizm olarak adlandırılan dine mensup oldukları iddiasını ortaya çıkarmıştır. Fakat İslam öncesi kaynakları incelediğinde Şamanizm dininin tamamının Türklerde görünmediği anlaşılır. Yukarıda da dediğim gibi nerdeyse aynı coğrafyada yaşadıkları için Şamanizm dini ile etkileşmişlerdir. Türklerin “Gök-Tengri” olarak adlandırılan dine inandığının ise birçok kanıtı bulunmaktadır. Göktürk kitabeleri, yaşadıkları çevredeki yüksek mevkilere ibadet anıtları dikmeleri bunlardan bazılarıdır. “Şamanizm inancının doktrine göre; bir din olara...

Son Zamanlarda İzlediğim Filmler

Bu yazıyla beraber ara ara izlediğim filmlerle ilgili görüşlerimi yazacağım ve onlara 1 ile 5 arasında bir puan vereceğim.  1- Good Will Hunting Psikolojik gerilimlerin bolca yer bulduğu bir filmdi. Aslında ilk başlarda pek bir anlam veremedim. Arkadaşımla tartıştıktan sonra daha iyi anladım. Filmi izlememin sebebi ise Robin Williams. Her ne kadar ismini zor aklımda tutsam da oyunculuğunu çok aşırı sevdiğim biri.  Bu filmde de oyunculuğunu konuşturmuş ki e n iyi yardımcı oyuncu oscarını almış bu filmle.  Ben bu filme 5 üzerinden 4 veriyorum. Çünkü Robin Williams. Herkesin aksine filmin hikayesini biraz sıkıntılı buldum. Yani en azından benim için öyleydi çünkü anlatmak istediğini verebildiği düşüncesinde değilim.  2- Masumiyet Zeki Demirkubuz'un kültleşmiş filmlerinden biri olduğu söylenmesi üzerine hadi izleyeyim dediğim bir filmdi. Yeşilçam filmlerine benzettiğim filmin bence en güzel tarafı oyunculuklar idi. Özellikle Haluk Bilginer ve Güven Kıraç'ın o...

Bana, Orhan Veli'ye ve İstanbul'a Dair-2

Şu gürültülü ve karınca misali sürekli hareket halinde olan İstanbul’u bir adım geriden izlediğimiz zamanlarda hangi birimizin aklına onun “İstanbul’u Dinliyorum” şiirindeki mısraları gelmiyor ki. Ne güzel demiş Orhan Veli şiirinde: “… İstanbul`u dinliyorum, gözlerim kapalı; Serin serin Kapalıçarşı Cıvıl cıvıl Mahmutpaşa Güvercin dolu avlular Çekiç sesleri geliyor doklardan Güzelim bahar rüzgarında ter kokuları; İstanbul`u dinliyorum, gözlerim kapalı. İstanbul`u dinliyorum, gözlerim kapalı; Başımda eski alemlerin sarhoşluğu Loş kayıkhaneleriyle bir yalı; Dinmiş lodosların uğultusu içinde İstanbul`u dinliyorum, gözlerim kapalı…”  Her bir adım geri çekilip gerçek İstanbul’la baş başa kaldığım da bu şiirler yüzleşirim. Bu   yüzleşmelerime kulaklığımda Fazıl Say ve Seranad Bağcan’ın şarkılarından olan ve Orhan Veli’nin “İstanbul’u Dinliyorum” şiiri kullanılarak bestelenen “İstanbul’u Dinliyorum” şarkısı şahit olurdu. Bu yüzleşmeler bazen çok zevk verirdi. Oturur ve...