Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Ocak, 2018 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Türk Savaşları

 Türk savaşları sanattır. Geçenlerde okuduğum Ahmet Özdal'a ait olan Türklerin Savaş Sanatı adlı kitabın başlığından çıkarabileceğimiz bir sonuçtur. Türkler gerçekten de savaş konusunda adeta sanat yapmaktadırlar. Bu sanatı birçok savaşta görebilirsiniz.  Türkler'in savaşları hakkında çok bilinen "Turan Taktiği" diye adlandırılan bir taktik vardır. Her savaşta o taktiği kullanıp başarılı olmuşlardır diye bir bilgi dolaşmaktadır fakat bu katiyen ve külliyen yalan bir bilgidir.  Türkler gerek İslam öncesinde gerekse İslam ile şereflendikten sonra birbirinden dahiyane savaş taktikleri geliştirmiş ve kullanmışlardır. Turan taktiğinin ön plana çıkması onun başarı oranının daha yüksek olmasındandır. Bu sebepten dolayı Türkler sadece Turan taktiğini kullanmamıştır.  Türkler'in savaşlarda başarılı olmalarının birçok nedeni vardır. Türkler özellikle İslam öncesi için konuştuğumuzda, yaşadıkları coğrafya ve yaşam biçimleri nedeniyle sürekli bir doğa ile mücadele içindedir...

Karalama-2

Kimsesizlik içinde kaldığım günlerde, Doğdun, içimin en karanlık köşesinde. Üç günlük dünyamın umutları; Hepsi sen, hepsi sen... Şiir olsam, kırmızı olmak isterdim. Yanaklarından, havaya temas etmek isterdim. Evet, dünyamın renkleri; hepsi sen, hepsi sen... Gündüz rüyalarım, gece hayallerim; Hepsi sen, hepsi sen... Kalan günlerim geçen saniyelerim; Hepsi sen, hepsi sen... Hepsi sen, hepsi sen... ışıklar sen, gölgeler ben, gökler sen, yerler ben, toprak sen, ağaçlar ben. --------------------------------------------- Ne zaman bir köşede yalnız kalsam Doğar içime yazmanın ışıkları  Ücra köşelerde, kalabalıkların ortasında Sadece ben ve hayallerimin parıltısı Renksiz kalıyor dünyam hayallerime ulaşamadıkça Olmak istenilen yerlerin beyabanlarından sesleniyorum bugün Kararıyor karanlıklarım hayallerim azalmadıkça Uzaklardan izliyorum mutlulukları bugün ------------------------------------------------------------- Gerisindeyiz zamanın, o gider biz ...

Antakya-2

Bu yazıyı lütfen aç iken okumayınız zira canınız çekebilir. Bir önce ki yazımda Antakya'nın (Hatay) gezilecek yerlerinden bahsetmiştim. Bildiğiniz gibi Antakya 2016 yılının son aylarında UNESCO tarafından Gastronomi şehri seçilmiştir. Antakya serisi yazıp da yemeklerine değinmemek olmaz. Antakya'ya yolunuz düşerse birbirinden güzel yemeklerimizi tatmadan ve kiloları almadan dönemezsiniz. Öyle geniş bir mutfağı vardır ki çoğu Antakyalı mutfağın tamamına hakim değildir. Gerek Arap mutfağının etkisi gerek yerel mutfağın etkisi ile Antakya mutfağının Türk mutfak tarihinde vazgeçilmez bir yeri vardır. Hemen hemen çoğunuzun künefe ve döner diye bağırdığınızı biliyorum. Fakat Antakya mutfağı ne künefeden ne de dönerden ibarettir. Gelin bu mutfağı biraz karnınızı acıktıracak şekilde inceleyelim. Eğer bir gün Antakya topraklarına gelirseniz şunları yemeden bu topraklardan ayrılmayın: 1- Tepsi Kebabı 2- Kağıt Kebabı 3- Belen Tava 4- Biberli Ekmek (Halk dilinde Katıklı) 5- O...

Antakya

Öncelikle Hatay ismini neden kullanmak istemediğimi açıklamalıyım herhalde. Hatay ismi çok yenidir Antakya topraklarının anavatana katıldıktan sonra aldığı bir isimdir. Tarihsel baktığımızda o topraklar hep Antakya ve İskenderun diye anılmıştır. Antakya tarih bakımından çok değerli bir şehirdir.  Bu şehirde Asur, Hitit, Roma, İslam Devleti, Emevi, Abbasi, Büyük Selçuklu, Türkiye Selçuklu ve Osmanlı gibi önemli devletlerin bayrağı altında yaşamıştır.  Antakya'nın tarihi bilgilerinden bu kadar bahsetmenin en azından bu yazı için yeterli olduğunu düşünmekteyim. Antakya'nın ilklerinden bahsetmeden bir Antakya yazısı olmayacaktır. Antakya dünya üzerinde ilk aydınlatılan caddeye ev sahipliği yapmaktadır, eğer yolunuz Antakya'ya düşerse muhakkak ki bu caddeye gideceksiniz. Bu caddeye tarihte Herod adı verilirken şuan ki adı Kurtuluş'tur. Bir sonraki ilki ise Anadolu'nun ilk camisi Antakya'dadır. Habib-i Neccar camisi ismini aldığı zatın hikayesi Kur'an-ı Ke...

Harbiye Müzesi

Harbiye askeri müzesinin İslam Öncesi Türk tarihini bölümü çok etkileyiciydi. Türkler ağacı Proto-Türkler'den başlayıp, güncel Türk devletlerine kadar uzanmıştır. Bir görselle Türkler'in teşkilatçılığı bu kadar güzel anlatılabilirdi. Harbiye askeri müzesi gerçekten Türk askeri tarihine çok güzel örnekler sunan bir müze olmasına rağmen İslam Öncesi Türk tarihi hakkında pek bir eser yoktur. En çok gözüme takılan hata Attila'yı Atilla diye yazmalarıdır. Gezen gören ya da gezip görecek kişiler için bu yanlış bilgiye itibar etmesinler. Müzenin ilk Türk İslam devletlerinde ki eserleri de yetersizdir. Keşke İslam Öncesi ve İlk İslam devletlerinin eserleri ülkemize kazandırılabilse, ülkemizde o eserleri görebilseydik.  Selçuklu, Osmanlı ve Türkiye Cumhuriyeti bölümlerinin eserleri çok geniş.  Gerçekten gezebilmeniz için yaklaşık üç saatinizi ayırmalısınız.  Harbiye nazırı Şevket paşanın şehit edildiği arabadan, Paşamızın giydiği pelerine kadar son derece ilginç ve tarihe ta...

Kitap Önerileri

Bence dünyamızın gelmiş geçmiş en önemli icatları kalem ile kağıttır.  O kalemin kağıtlara bıraktığı eserler sayesinde ne kadar çok şeyi öğreniyoruz. Kalem ile kağıdın aşkı görebileceğimiz en iyi aşktır. O kalemle ve o kağıtla birbirinden güzel eşsiz şiirler, hikayeler, romanlar, biyografiler. makaleler ve tarih araştırmaları bizlerle buluşmuştur.  Okumak ise yapmamız gereken en önemli iştir. Bende sizlere okuduğum ve hoşuma giden 30 kitabı önereceğim. 1- Ali Ahmetbeyoğlu - Sorularla Eski Türk Tarihi 2- Ali Ahmetbeyoğlu - Avrupa Hunları 3- Ali Ahmetbeyoğlu - Atlı Şehirliler 4- Kürşat Yıldırım - Bozkırın Yitik Çocukları Juan Juan'lar 5- Kürşat & Elvin Yıldırım - Doğu Türkistan Seyahatnamesi 6- Osman G. Özgüdenli - Selçuklular 7- Ahmet H. Terzioğlu - Alp Er Tunga  8- Sinan Canan - Unutulacak Şeyler 9- Stephen Hawking - Kara Delikler 10- Tufan Gündüz - Oğuz Kağan Destanı 11-  Erhan Afyoncu - Son Dünya Düzeni 12- Ahmet H. Tanpınar - Saatleri Ayarlama En...