Ana içeriğe atla

Çaresizlik

İnsan çaresiz olduğunda ne yapmalı? Yoksa cidden bireysel bağlamda çaresizlik var mıdır? Bana sorarsanız bireysel bağlamda çok ekstra olaylar haricinde bir çaresizlik yoktur. Sadece insanın acziyetini bağladığı bir sığınaktır çaresizlik. Evet acziyetini bağladığı sığınak yani sadece bir bahanedir. Acz kelimesini ne zaman görsem aklıma Cahit Zarifoğlu'nun şu mısraları düşer: "Seçkin bir kimse değilim
İsmimin baş harfleri acz tutuyor
Bağışlamanı dilerim."
Evet aciz olduğumuz doğrudur. Bir şeyleri yapamaya biliriz. Çünkü insan her alana yetişecek düzeyde bir varlık değildir. İnsanın sınırları vardır, tabii sınırları vardır. Fıtratından gelen sınırları vardır, sabrının sınırı vardır, azminin sınırı vardır, sevgisinin sınırı vardır. Düşündükçe bir çok duygumuzun ve yeteneğimizin sınırı olduğunu fark ederiz. Önemli olan bu farkındalığa ulaşmaktır. Şimdi şu satırlarda kendimle çeliştiğimi düşünebilirsiniz. Acz ile çaresizlik aynı anlamdadır deyişleriniz kulaklarımda. Fakat acz kelimesinin bildirdiği olgu tabii sınırlardan dolayı oluşan bir sorundur. Çaresizlik ile açıkladığımız çoğu sorunun insan ilişkileri temelli olduklarını görürsünüz. Kendinizi çaresiz ne zaman hissedersiniz? Mesela bir seçim yapmak zorunda kaldığınızda hissedersiniz çünkü bilirsiniz ki iki tarafta size bir şey kazandırıp bir şey kaybettirecektir. Bu durumlarda biz insanoğlu o bir sürü tarihsel olayın çıkmasını sağlayan açgözlülüğün hakimiyeti altında karar veririz. Bu açgözlülüğün hakimiyeti doğal olarak bir stres bir baskı yaratır. Bu baskı dıştan gelen baskılardan daha çok etkileyicidir. Çünkü içten çıkmıştır tamamen size aittir. Bu durumlarda yapmamız gereken benim naçizane fikrime göre sadece bir gecenizi  kendimin deyimiyle " Ücra köşelerde, sessizliğin huzuruna çekilmek."  Burada ki ücra köşeler fiziksel mekandan çok ruhsal bir mekandır. Ruhunuz yada fikrinizin ücra köşelere çekilip olanı, biteni canlandırmasıdır. Sessizlik ise fizikseldir. Bunun için sessizlik çok önemlidir. Adeta bir meditasyondur. Müzik dinlemek bir sessizlik değildir. Her ne kadar da sizi rahatlatıcı özelliği olsa da bu uygulamayı yaparken lütfen sessiz bir mekanda dünyayla tüm iletişimi kesilmiş şekilde uygulayın. 

Unutmayın çareyi de çaresizliği de sadece siz oluşturursunuz.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

40. Yazıya Özel Eski Türklerde Sayı Anlamlarının Çıkış Noktaları (3,7,40)

Eski Türklerin dini neydi? İlk bu soru ile başlamak gerekiyor sanırım. Eski Türklerin dini bazı araştırıcılara göre “Gök-Tengri” dini, bazılarına göre ise “Şamanizm” idi. Eski Türklerin yaşadığı coğrafya düşünüldüğünde Şamanist dinlerin yaşadıklarını görebiliriz fakat bu Türklerin Şamanist dinlere mensup olduğunu ispatlamakta yetersiz kalmaktadır. Nerdeyse Şamanizm’in yayıldığı topraklar ile Türklerin toprakları örtüşmektedir. Bu da doğal olarak Türklerin, Şamanizm olarak adlandırılan dine mensup oldukları iddiasını ortaya çıkarmıştır. Fakat İslam öncesi kaynakları incelediğinde Şamanizm dininin tamamının Türklerde görünmediği anlaşılır. Yukarıda da dediğim gibi nerdeyse aynı coğrafyada yaşadıkları için Şamanizm dini ile etkileşmişlerdir. Türklerin “Gök-Tengri” olarak adlandırılan dine inandığının ise birçok kanıtı bulunmaktadır. Göktürk kitabeleri, yaşadıkları çevredeki yüksek mevkilere ibadet anıtları dikmeleri bunlardan bazılarıdır. “Şamanizm inancının doktrine göre; bir din olara...

Son Zamanlarda İzlediğim Filmler

Bu yazıyla beraber ara ara izlediğim filmlerle ilgili görüşlerimi yazacağım ve onlara 1 ile 5 arasında bir puan vereceğim.  1- Good Will Hunting Psikolojik gerilimlerin bolca yer bulduğu bir filmdi. Aslında ilk başlarda pek bir anlam veremedim. Arkadaşımla tartıştıktan sonra daha iyi anladım. Filmi izlememin sebebi ise Robin Williams. Her ne kadar ismini zor aklımda tutsam da oyunculuğunu çok aşırı sevdiğim biri.  Bu filmde de oyunculuğunu konuşturmuş ki e n iyi yardımcı oyuncu oscarını almış bu filmle.  Ben bu filme 5 üzerinden 4 veriyorum. Çünkü Robin Williams. Herkesin aksine filmin hikayesini biraz sıkıntılı buldum. Yani en azından benim için öyleydi çünkü anlatmak istediğini verebildiği düşüncesinde değilim.  2- Masumiyet Zeki Demirkubuz'un kültleşmiş filmlerinden biri olduğu söylenmesi üzerine hadi izleyeyim dediğim bir filmdi. Yeşilçam filmlerine benzettiğim filmin bence en güzel tarafı oyunculuklar idi. Özellikle Haluk Bilginer ve Güven Kıraç'ın o...

Bana, Orhan Veli'ye ve İstanbul'a Dair-2

Şu gürültülü ve karınca misali sürekli hareket halinde olan İstanbul’u bir adım geriden izlediğimiz zamanlarda hangi birimizin aklına onun “İstanbul’u Dinliyorum” şiirindeki mısraları gelmiyor ki. Ne güzel demiş Orhan Veli şiirinde: “… İstanbul`u dinliyorum, gözlerim kapalı; Serin serin Kapalıçarşı Cıvıl cıvıl Mahmutpaşa Güvercin dolu avlular Çekiç sesleri geliyor doklardan Güzelim bahar rüzgarında ter kokuları; İstanbul`u dinliyorum, gözlerim kapalı. İstanbul`u dinliyorum, gözlerim kapalı; Başımda eski alemlerin sarhoşluğu Loş kayıkhaneleriyle bir yalı; Dinmiş lodosların uğultusu içinde İstanbul`u dinliyorum, gözlerim kapalı…”  Her bir adım geri çekilip gerçek İstanbul’la baş başa kaldığım da bu şiirler yüzleşirim. Bu   yüzleşmelerime kulaklığımda Fazıl Say ve Seranad Bağcan’ın şarkılarından olan ve Orhan Veli’nin “İstanbul’u Dinliyorum” şiiri kullanılarak bestelenen “İstanbul’u Dinliyorum” şarkısı şahit olurdu. Bu yüzleşmeler bazen çok zevk verirdi. Oturur ve...