Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Kavimler Göçü

 Hunlar önderliğinde ki Türk boylarının batıya göçleri neticelerinden dolayı  Dünya ve Avrupa tarihi için önemlidir. Bildiğiniz üzere 375 yılında ki Kavimler Göçü olayını batıya göçen Türk boylarının önünde ki kavimleri yerinden söküp batıya doğru göç etmelerini sağlaması ile başlamıştır. Peki neden Türk boyları batıya doğru göçtüler sorusunu duyar gibiyim. Bu sorunun birden fazla cevabı vardır ve şöyle sıralayabilirim. Bildiğiniz gibi Türkler bozkır kültürüne sahiptiler. Bozkır kültüründe hayvancılık en önemli gelirdir. Doğudan gelen baskılar  Türkleri Türkistan bölgesinin batısına göç etmelerini ve nüfusun kalabalıklaşmasını sağlamıştır. Nüfus kalabalıklaşınca hayvancılık yapılacak alan ve insanların yerleşeceği alan zorluklar çıkarmaya başlamıştır. Bu zorlukları aşmanın en kolay yolu müsait olan topraklara göç etmektir. Türk boyları da gerekeni yaparak göç etmişlerdir. Hazar gölünün kuzeyinden Avrupa'ya doğru göç eden bu Türk boyları gerek Kavimler Göçü'ne gere...

İstanbul

İstanbul öyle güzel bir şehir ki onun kalabalığını bile özlüyorsunuz. İstanbul öyle güzel bir şehir ki hayatınızın vazgeçilmez şehri oluyor. İstanbul, İstanbul ve bir daha İstanbul... İşte kurşun kubbeler şehri İstanbul’dasın Havada kaçan bulutların hışırtısı Karaköy çarşısından geçen tramvayların camlarına yağmur yağıyor Yenicami, Süleymaniye arkalarını kirli bir göğe vermişler Hiç kımıldamıyorlar Ayasofya elleriyle yüzünü kapamış bütün iştahıyla ağlıyor İnsanlar sokak sokak, çarşı çarşı, ev ev İnsanlar sırt sırta, omuz omuza verip durmuşlar Boyunları bükük Yorgun, asabi, kederli, kindar Yığın yığın olmuşlar hepsi köprünün açılmasını bekliyor Bir anda şehrin dört bucağına akacaklar Bir anda iki ayrı kıta da ki insanlar gibi Fatihliyle Beşiktaşlı sarmaş dolaş olacaklar İşte İstanbul böyle şiire dönüşüp İlhan Berk'in kaleminden kağıda akmıştır. İstanbul Tarihin gölgesinde ki ışık Boğazın suyunda ki koku İstanbul Emirgan'da lale Üsküdar...

Türküler

Güzel ülkemizin birbirinden değerli kişilerden nadide eserlerini yazmak istiyorum bugün. Türküler yüzyılların getirdiği birikimlerdir. Türküler de türkülerin içinde ki dünyayı ve topraklarımızdan bir şeyler taşıdığını hissediyorsunuz.  Türküler gerek hüzün gerek sevinç depolarıdır benim gözümde. Yani bir Aşık Veysel, bir Pir Sultan Abdal, bir Aşık Mahzuni Şerif, bir Yunus Emre gibi listesi uzatılabilecek  değerler zor yetiştiriliyor ve gerektiği değeri görmedikleri kanaatindeyim.  Şüphesiz ki kendi kültürümüzün mihenk taşlarından biri türkülerdir. Onları korumak kendi kültürümüzü korumaktır onlara hakkedilen değeri vermek kendi kültürümüze değer vermektir benim naçizane düşüncelerime göre. Türkü demek tarih demektir. Türkü demek hayat demektir. Türkü demek yaşanmışlık demektir. Size dinlemeniz için önereceğim birkaç türküyü sıralayacağım. 1- Musa Eroğlu- Mihriban 2- Paul Dwyer- Yemen Türküsü 3- Paul Dwyer- Gel Gör Beni 4- Yavuz Bingöl- Kara Tren 5- Aşık Mahz...

Bilim

Maalesef ki ülkemizde gerektiği değeri görmemektedir. Ülkemizde bilim adı altında yaptıklarımız ise sadece komedi filmlerine içerik çıkartacak düzeyde. Organik hoşaf ve Arapça yazılı manav listelere girerken alzheimer hastalarına çipli tedavi gibi şeylerde liste dışı kalmaktadır. Ülkemiz bilimin Afrika'sı durumunda olduğunu üzülerek söylemek istiyorum. Ne sosyal bilimlerde ne de fen bilimlerinde gereken yatırımı yap(a)madık.  Eğitim sistemiz günümüzden 50 yıl öncesinin aklıyla yönetilmesi, ülkemizde bilimin ilerlememesi hatta gerilemesi tamamen kendi elimizle yaptığımız işler sonucundadır.   Eğitimde teknoloji aletlerini kullanarak ileri bir eğitim sistemi oluşturduğumuza inanmaktayız. Bu yanlış algılardan kurtulup tamamen objektif bir şekilde eğitim sistemimizi köklü bir yeniliğe hatta devrime tabii tutmalıyız. Mükemmeli yakalamanın imkansızlığını bilerek sosyal bilimler ve fen bilimleri yardımlarıyla ülkemizin çağdaş, kendini yenileyen, günün şartlarına ayak uydurabilen ve ü...

Karalamalar 1

Şimdi kendimin şairane yönünü göstermek istiyorum fakat şunun da bilinmesini istiyorum ne yazdıklarımın şiir ne de kendimin şair olduğunu iddia etmiyorum.     Geçmişin korkusu altında acımasızlık ettiğim bugünüm     Yarın bana hesap soracak bilinçsizliğimden     Korkmak kaybetmektir der bir yandan düşüncem     Çığlık çığlığa susuyorum dünün acılarından  -   Yazalım hep beraber       Kimimiz göğe, kimimiz kağıda, kimimiz suya       Böyle çoğalır güzellikler       Böyle bırakır nefret yerini saygıya -   Ver dünyanın acımasızlığını omuzlarıma      Hayatın kendisi olduğunu hatırlat avuçlarıma      Kendimden kaybettim geçen her saniyeyi      Bulmaya çalıştıkça bulamadığım sakinliği      Yürekte ki ateş kimin umrunda      Her gün hedefler altında ezilirken      Kaybettim kendimi soru...

FENERBAHÇE

Hayatımın tek anlamı yanı Fenerbahçe. Onun aşkıyla, çubuklunun asaleti ile büyüdüm.  Onun sayesinde güldüm onun sayesinde ağladım. Geriye dönüp baktığımda çoğu sevinçlerimin tam merkezinde sarı lacivert renkleriyle bir kurtarıcı misali tüm heybeti ile oradaydı. Ona küserim, ona kızarım, ona bağırırım fakat o renklere duyduğum sevgi hiç azalmaz. Ben aşkı da sevgiyi de Fenerbahçe'den öğrendim. Karşılıksız, çıkarsız sevilebilecek 2 şeyden birincisidir benim için ikincisi ise tarih. Fenerbahçe beni hayata bağlayan parçam. İstanbul'u gözümde güzel yapan nedendir Fenerbahçe. Duygularımın tercümanı olamadığı kelimelerin kifayetsiz kaldığı kurumdur Fenerbahçe. Fenerbahçe aşka ve sevgiye inanmayan birinin yaman çelişkisidir. Fenerbahçe anlatmaya kelimelerin yetmeyeceği renklerdir. Gündüzümün güneşi, gecemin ayıdır Fenerbahçe. Yazımı kışa kışımı yaza çeviren de dünyaları başıma yıkan da mutluluktan göklere çıkaran da odur. İstanbul'u kazandığıma değil Fenerbahçe'me yakın olduğu...

Rag'n'Bone Man- Human

Bu sabah Haluk hocam sayesinde keşfettiğim Human şarkısından bahsedeceğim. Human müziğiyle, sözleriyle ve ritmiyle efsane bir şarkı. Sözlerinin anlamı da işin cabası. Suits dizisinin soundtrack müziği olan Human diziye tamamlayan önemli bir parça. İsminden anlaşılacağı üzere insanı anlatıyor.   İnsan kavramının önemini vurgulamak son günlerde maalesef unutulmuştur. Bir taraftan içi boş olan insan kavramının ön planda olduğu açıklamalar yapılırken  madalyonun diğer yüzü ise savaşlara destekle, ekonomik ve siyasal çıkarlar uğruna milyonlarca insanın katledilmesi demektir. Şimdi diyeceksiniz bir şarkıdan nerelere geldin fakat gerçekten şarkının sözleri eğer üstüne düşünürseniz sizi bambaşka boyutlara, bambaşka fikirlere, bambaşka dünya gerçeklerini gösterecektir.  Gerçekten gittikçe globalleşen dünyamızda insan kavramı daha çok ön plana çıkmaktadır. Maalesef ki hem siyasal olarak hem kişisel olarak insan kavramını unutmaya yüz tutmuş durumdayız.  Bu yüzden ki özellik...