Eski Türkler bir toplumu nasıl kontrol altına alırlardı? Peki, Eski Türkler her yendiği devleti ya da toplumu( siz ne derseniz artık) ülke topraklarına katıyor muydu? Gelin üç örnek üstünden inceleyelim.
Büyük Hun Devleti kurucusu kabul edilen Mo-tun(Mete) ordusunu reforme ettikte sonra, Çin üzerine yürümüş ve Çin ortalarına kadar ilerlemiştir. Mo-tun bu başarısına rağmen Çin'i topraklarına katmamıştır. Yerine M.Ö 197 yılında imzalanan bir anlaşma ile Çin'i vergiye bağlamıştır.
Avrupa Hun Devlet'inin zirvesi olarak adlandırabileceğimiz Attila(Dikkatinizi çekerim, Attila iki t ile yazılmaktadır. İki l ile değlidir.) döneminde biri Doğu Roma(Bizans) diğeri Batı Roma olmak üzere iki önemli seferi vardır. Attila 2. Balkan Harekatı sırasında Küçükçekmece gölünün yakınlarına gelmiş ver ordugahını kurmuştu. Konstantinople’e(İstanbul) çok az bir mesafe kalmıştı. Doğu Roma orduları ile Küçükçekmece’de bir muharebe yapan Hun ordusu, muharebeden başarıyla çıkmıştır. Bunun üzerine Konstantinople'e yürümek isteyen Attila'yı Doğu Roma elçisi Anatolius durdurmuştur. Yüksek meblağlarda altın karşılığı Doğu Roma'yı vergiye bağlanmıştır.
Sene 452 yılını gösterdiğinde ise kahramanımız Attila bu sefer yönünü Batı Roma'ya çevirmiştir. 451 yılında Galya bölgesinde yenişemediği Roma ordusuyla İtalya topraklarında karşılaşacaktı. 452 yılında Attila ve Hun ordusu Po ovasına kadar girmiştirler(Bilmeyenler için Po ovası günümüzde Milano şehrinin olduğu bölge). Olan muharebeler sonucu Attila Roma ordusunu mağlup etmiştir. Ama tam bu sıralarda Papa Leon bizzat gelip Attila’dan af dileyip, vergi ödemeyi teklif etmiştir.
Bu üç örnekten de anlaşılacağı gibi eski Türkler kendisinden aman dileyeni affetmiştir. Diğer bir yorumu ise eski Türkler vergiye bağladığı devletleri ya da toplulukları kendine tabi olarak görmüştür. Mo-tun ve Attila'nın yaptıkları böyle yorumlanmaktadır. Tabii bu örnekleri çoğaltmak mümkün. Tersi durumlarda görmek mümkün. Burada asıl önemli olan hangisinin daha fazla gösterildiği hususudur. Örneklerde de görüldüğü gibi eski Türkler aman dileyene zarar vermemiştir.
Büyük Hun Devleti kurucusu kabul edilen Mo-tun(Mete) ordusunu reforme ettikte sonra, Çin üzerine yürümüş ve Çin ortalarına kadar ilerlemiştir. Mo-tun bu başarısına rağmen Çin'i topraklarına katmamıştır. Yerine M.Ö 197 yılında imzalanan bir anlaşma ile Çin'i vergiye bağlamıştır.
Avrupa Hun Devlet'inin zirvesi olarak adlandırabileceğimiz Attila(Dikkatinizi çekerim, Attila iki t ile yazılmaktadır. İki l ile değlidir.) döneminde biri Doğu Roma(Bizans) diğeri Batı Roma olmak üzere iki önemli seferi vardır. Attila 2. Balkan Harekatı sırasında Küçükçekmece gölünün yakınlarına gelmiş ver ordugahını kurmuştu. Konstantinople’e(İstanbul) çok az bir mesafe kalmıştı. Doğu Roma orduları ile Küçükçekmece’de bir muharebe yapan Hun ordusu, muharebeden başarıyla çıkmıştır. Bunun üzerine Konstantinople'e yürümek isteyen Attila'yı Doğu Roma elçisi Anatolius durdurmuştur. Yüksek meblağlarda altın karşılığı Doğu Roma'yı vergiye bağlanmıştır.
Sene 452 yılını gösterdiğinde ise kahramanımız Attila bu sefer yönünü Batı Roma'ya çevirmiştir. 451 yılında Galya bölgesinde yenişemediği Roma ordusuyla İtalya topraklarında karşılaşacaktı. 452 yılında Attila ve Hun ordusu Po ovasına kadar girmiştirler(Bilmeyenler için Po ovası günümüzde Milano şehrinin olduğu bölge). Olan muharebeler sonucu Attila Roma ordusunu mağlup etmiştir. Ama tam bu sıralarda Papa Leon bizzat gelip Attila’dan af dileyip, vergi ödemeyi teklif etmiştir.
Bu üç örnekten de anlaşılacağı gibi eski Türkler kendisinden aman dileyeni affetmiştir. Diğer bir yorumu ise eski Türkler vergiye bağladığı devletleri ya da toplulukları kendine tabi olarak görmüştür. Mo-tun ve Attila'nın yaptıkları böyle yorumlanmaktadır. Tabii bu örnekleri çoğaltmak mümkün. Tersi durumlarda görmek mümkün. Burada asıl önemli olan hangisinin daha fazla gösterildiği hususudur. Örneklerde de görüldüğü gibi eski Türkler aman dileyene zarar vermemiştir.
Yorumlar
Yorum Gönder