Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Ağustos, 2018 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Eski Türklerde Hakimiyet Anlayışı

Eski Türkler bir toplumu nasıl kontrol altına alırlardı? Peki, Eski Türkler her yendiği devleti ya da toplumu( siz ne derseniz artık) ülke topraklarına katıyor muydu? Gelin üç örnek üstünden inceleyelim. Büyük Hun Devleti kurucusu kabul edilen Mo-tun(Mete) ordusunu reforme ettikte sonra, Çin üzerine yürümüş ve Çin ortalarına kadar ilerlemiştir. Mo-tun bu başarısına rağmen Çin'i topraklarına katmamıştır. Yerine M.Ö 197 yılında imzalanan bir anlaşma ile Çin'i vergiye bağlamıştır. Avrupa Hun Devlet'inin zirvesi olarak adlandırabileceğimiz Attila(Dikkatinizi çekerim, Attila iki t ile yazılmaktadır. İki l ile değlidir.) döneminde biri Doğu Roma(Bizans) diğeri Batı Roma olmak üzere iki önemli seferi vardır.  Attila 2. Balkan Harekatı sırasında Küçükçekmece gölünün yakınlarına gelmiş ver ordugahını kurmuştu. Konstantinople’e(İstanbul) çok az bir mesafe kalmıştı. Doğu Roma orduları ile Küçükçekmece’de bir muharebe yapan Hun ordusu, muharebeden başarıyla çıkmıştır. Bunun üzerine ...

Göktürklerde Müzik

Eski Türk devletlerinde müzik var mıydı? Ses sanatları icra edilir miydi? "Barbar" olarak adlandırılan eski Türkler sanatla uğraşacak kadar medeniler miydi? Gelin beraber inceleyelim. Eski Türkler olarak genellemek belki yanlış olabilir fakat bir müzik kültürü varsa (ki var), Göktürklerde kendiliğinden ortaya çıkmamıştır. Nitekim İslam öncesinde kurulan Türk devletlerinde güzel sanatlara ilgi büyüktür. Bunları Asya Hunlarını anlatan Çin belgelerinden görebiliyoruz. Eski Türklerde dans, müzik ve toplu eğlenceler sevilirdi. En önemli eğlenceler ise yılın beşinci ayında halkın katılımıyla yapılan eğlencelerdir. Bu eğlencelerde yarışlar yapılır ve şarkılar söylenirdi. Bu yarışlar ok atma, kılıç kullanma ve at sürüşü merkezinde olan yarışmalardır.   Göktürk halkı Gök Tanrı inancına inanmalarına rağmen Şamanizm inançlarından etkilenmişlerdir. Bundan dolayı halk arasında çokça Kam bulunmaktaydı. Kamlar din adamı kimlikleri yanında şair, şarkıcı, bilge, müzisyen, kahin, hekim ve m...

Doğrularıyla İpek Yolu

Gündelik hayatımızda çokça duyduğumuz “İpek Yolu” aslında nedir? Nasıl ortaya çıkmıştır? Gerçekten “İpek Yolu” tarihin, ticaretin, kültürün ve ekonominin yolu mudur? Ya da “İpek Yolu” var mıdır? Varsa ne zaman ve nasıl başlamıştır? Yoksa nasıl ortaya çıkmıştır? Gelin beraber inceleyelim ve “İpek Yolu” mefhumunu tanıyalım.   Aslında “İpek Yolu” mefhumu bize ait değildir. Yani bu tabiri günümüzden yaklaşık 150 yıl önce Alman coğrafyacı ve jeolog olan Ferdinard von Richthofen tarafından kullanılmıştır. İşin ilginç tarafı “İpek Yolu” tabiri daha önce yoktur ve bilinen hiçbir kaynakta geçmemektedir. “İpek Yolu” klasik tanımıyla Çin’den başlayıp Avrupa’ya kadar uzanan ticaret yollarının tamamına verilen ismidir diye bilinmektedir. Bu yanlış bir tanımdır. “İpek Yolu” tabirini ortaya atan araştırmacı “İpek Yolu” tabiriyle sadece bir yolu kastetmektedir. O yol da Doğu Türkistan’dan başlayıp, Maveraünehir’den geçip Akdeniz kıyılarına giden yoldur. Maalesef ki bu tabir dünyada ve ülkemi...