Bir Büyükada manzarası ile söze başlamak istiyorum. Biliyorsunuz ki İstanbul Prens Adaları'nın en büyüğü olan Büyükada birçok konuda ön planda. İstanbulluların bahar ve yaz aylarında en uğrak mekânlarından biri konumunda. Tabii biz de o popülerlikten nasibimizi almak için Büyükada'ya birkaç kere gittik. Bu fotoğrafta o ziyaretlerimizin birinde 03.04.2017 tarihinde çekilen bir fotoğraf. Güneş adanın batısından batmakta ve bizlerde uzaktan karşı kıyıyı İstanbul'un büyüklüğünü izlemeye koyulmuştuk o sıralar. Tam burada İstanbul'un adaları ile nasıl tanıştığımı anlatmak isterim. Galiba ortaokul öğrencisi iken Selena adlı bir dizi vardı ve o sıralar onu izlerdim. O dizinin bir bölümünde baş roldeki kızlardan birkaçı İstanbul'da adaya gidiyor ve adada mahsur kalıyordu. Bu adalarla tanışmam öyle oldu sanırsam. O seferden sonra birkaç farklı yapımda da adada mahsur kalma konusu işlenince bir korku da oluşmadı değil. 4 senelik İstanbul maceramda hiç kışın adalara gitmedim fakat gidip deneyimlemek istiyordum ama fırsat olmadı.
Objektifimden Manzaralar adlı seri de sizlere çektiğim fotoğrafları paylaşacak ve fotoğraflara dair bilgiler vermeye çalışacağım.
Sıradaki fotoğrafımız Gazi Mağusa'daki (KKTC) Salamis Antik Kenti'nden. Salamis Antik Kenti Roma dönemine ait bir yerleşim yeri. Doğu Akdeniz'in önemli kentlerinden biri idi zamanında.
18.07.2017 tarihinde çekmişim bu fotoğrafı. Salamis Antik Kenti biraz bakımsız, biraz insanların hoyrat kullanımına uğramış. Ama Kıbrıs'a yolu düşenlerin mutlaka görmesi gereken bir yer olduğunu düşünüyorum.
Bu fotoğrafı çekerken, Salamis'i adım adım dolaşırken hep aklımda buranın Roma döneminde nasıl olduğunu düşünüp durdum.
Bu arada ufak bir not bu fotoğraf en sevdiğim benim çektiğim üç fotoğraftan biri konumunda. :)
Sıradaki fotoğrafta ise Antakya Su Kemeri var. Antakya'nın orta yerinde bakımsız ve kaderine terk edilmiş şeklinde durmakta. Hali içler acısı. Buranın sorumlusu hangi kurum bilmiyorum. Bilmenin bir yolu var mı onu da bilmiyorum. Biliyor olsam gereken mercilere başvuru yapıp buranın bakım altına alınmasını sağlamak isterdim.
Antakya Su Kemeri mimari yapısından anlaşıldığı kadarıyla çeşitli zamanlarda Türk restorasyonundan geçmiş. Su kemerinde görülen beton bloklar ve kerpiç duvarlar bunu net bir şekilde bize gösteriyor. Tahminlerime göre bu kemer Roma dönemine ait. Neden tahmin diyorsunuz kendi kendinize biliyorum lakin bu kemerin çevresinde bir bilgilendirme tabelası vb. bir şey göremediğim için bu bir tahminden öteye gidememekte.
Aslında bu kemer ve çevresi bir arkeopark için çok müsait. Buradan yetkililere seslenelim. Bu bölgeyi çeşitli bakımlarından sonra bir arkeopark haline getirebilirsiniz. Benzerleri dünyanın farklı yerlerinde mevcut.
Bu serinin devamını getirmem gerektiğini düşünüyorsanız lütfen bunu bana yorum olarak iletin çünkü bu benim için bir motivasyon kaynağı olacak. Şimdiden okuyup yorum yapanlara teşekkürü bir borç bilirim.
İsmail ARSLAN
25.01.2021
Yorumlar
Yorum Gönder